turn out - Türkçe İngilizce Sözlük

turn out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"turn out" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 42 sonuç

İngilizce Türkçe
General
turn out f. olmak
I had expected the budget to be higher, and that may, in fact, turn out to be necessary.
Bütçenin daha yüksek olmasını bekliyordum ve aslında bu gerekli de olabilir.

More Sentences
turn out f. kapatmak
Be sure to turn out the light when you go out.
Dışarı çıkarken ışığı kapattığından emin ol.

More Sentences
turn out f. söndürmek
Be sure to turn out the light when you go out of the room.
Odadan çıkarken ışığı söndürdüğünüzden emin olun.

More Sentences
turn out f. çıkmak
I will, of course, have to accept the decision if that is how it turns out.
Karar bu şekilde çıkarsa elbette kabul etmek zorunda kalacağım.

More Sentences
turn out f. katılmak
We shall be turning out en masse.
Toplu olarak katılacağız.

More Sentences
turn out f. sonuçlanmak
We must hope they turn out well.
Umarım iyi sonuçlanırlar.

More Sentences
turn out f. üretmek
My father's factory turns out 30,000 cars each month.
Babamın fabrikası her ay 30.000 araba üretiyor.

More Sentences
turn out f. yapmak
We will then have to make any adjustments that turn out to be necessary.
Bundan sonra gerekli olabilecek her türlü düzenlemeyi yapmamız gerekecek.

More Sentences
turn out f. toplanmak
Everyone turned out for the circus.
Herkes sirk için toplandı.

More Sentences
turn out f. göndermek
The hot chick that sent me a friend request turned out to be Tom's catfish account.
Bana arkadaşlık isteği gönderen seksi piliç Tom'un sahte hesabı çıktı.

More Sentences
Phrasals
turn out f. gelmek
I'm still not happy with how things turned out.
İşlerin bu hale gelmesinden hala memnun değilim.

More Sentences
Trade/Economic
turn out f. üretmek
This factory can turn out 200 cars a day.
Bu fabrika günde 200 otomobil üretebiliyor.

More Sentences
General
turn out f. tersyüz etmek
turn out f. boşaltmak
turn out f. dışarı atmak
turn out f. dışına dönmek
turn out f. meydana getirmek
turn out f. otlatmak için dışarıya çıkarmak
turn out f. çıkarmak
turn out f. kovmak
turn out f. imal etmek
turn out f. çoğaltmak
turn out f. sonuç vermek
turn out f. bir araya gelmek
turn out f. kesmek
turn out f. (dolap vb) boşaltmak
turn out f. bir toplantıya katılmak veya oy kullanmak yahut oyunda yer almak üzere bir yere gitmek
Phrasals
turn out f. yataktan kalkmak
turn out f. (kemik) yerinden çıkmak
turn out f. görünmek
turn out f. gözükmek
turn out f. belirmek
turn out f. temizlemek
turn out f. dışa doğru yöneltmek
turn out f. özenle hazırlamak
turn out f. (vana ya da şalterden) kapatmak
turn out f. (grubu bir yerden) dışarıya çağırmak
turn out f. bitmek
turn out f. sonlanmak
turn out f. ortaya çıkmak
turn out f. zuhur etmek
Colloquial
turn out f. yataktan kalkmak

"turn out" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 94 sonuç

İngilizce Türkçe
General
turn-out i. katılım
In my own country, the Netherlands, the turn-out in 1999 was only 30%.
Benim ülkem Hollanda'da 1999'da katılım oranı sadece %30'du.

More Sentences
out of turn zf. yersiz
I'm sorry if I spoke out of turn.
Yersiz konuştuysam özür dilerim.

More Sentences
turn-out i. atları hazır at arabası
turn inside out f. tersyüz etmek
speak out of turn f. sırası gelmeden konuşmak
turn inside out f. içini dışına çevirmek
turn out to be f. çıkmak
turn out to be in the wrong f. haksız çıkmak
turn something out f. üretmek
turn out rotten f. çürük çıkmak
turn inside out f. tersine çevirmek
turn something out f. boşaltmak
turn somebody out f. yol vermek
turn inside out f. ters çevirmek
speak out of turn f. yersiz konuşmak
turn out to be tasteless f. kabak çıkmak
turn something out f. kesmek
turn inside out f. içini dışına çıkarmak
turn out to be right f. haklı çıkmak
turn out to be clear f. netlik kazanmak
turn out be somebody one knows before f. tanışık çıkmak
turn out be somebody one knows before f. tanış çıkmak
turn out to be profitable f. karlı çıkmak
turn out the lights f. ışıkları kapatmak
turn out to be a mafia f. mafyalaşmak
turn out at advantage f. faydalı sonuç vermek
turn out badly f. kötü bir şekilde sonuçlanmak
turn out well f. iyi şekilde sonuçlanmak
turn out to be a blessing in disguise f. sonu hayra çıkmak
turn out to be a blessing in disguise f. bir şerrin hayırla sonuçlanması
turn inside out for washing and ironing f. yıkamak ve ütülemek için (giysilerin) tersini çevirmek
turn out to be f. olduğu ortaya çıkmak
turn out to one's advantage f. birinin lehine dönmek
turn out to be f. olup çıkmak
out-of-turn s. düşüncesiz
out-of-turn s. patavatsız
out-of-turn s. yersiz
out of turn zf. sırası gelmeden
out of turn zf. uygunsuz
out of turn zf. sırasız
out of turn zf. sıra dışı
out of turn zf. sıra beklemeden
out of turn zf. sıra dışında
Phrasals
turn someone or an animal out f. (bir yerden) çıkartmak
turn out for f. (toplantıya vb) katılmak
turn (someone or an animal) out of something f. (bir yerden) çıkartmak
turn (someone or something) out of (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) çıkarmak
turn (someone or something) out of (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak
turn (someone or something) out of (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tahliye etmek
turn (someone or something) out of (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) defetmek
turn (someone or something) out of (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) attırmak
turn (someone or something) out of (something or some place) f. (birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) kovmak
turn out of f. -den çıkartmak
Phrases
turn on tune in drop out expr. lsd kullanımını özendiren bir slogan
Idioms
turn out like something f. böyle olmak
turn out like something f. (bir şey) gibi olmak
turn out like someone f. (birisi) gibi olmak
turn something inside out f. altını üstüne getirmek
turn someone out f. birisini kötü bir şeye (uyuşturucu/fahişelik) alıştırmak
turn some place inside out f. bir yeri didik didik aramak
speak/talk out of turn f. üstüne vazife olmayan bir yerde konuşmak
speak out of turn f. yerli yersiz konuşmak
speak/talk out of turn f. (konuşarak/söz olarak vb) haddini aşmak
turn out all right f. yolunda gitmek
speak out of turn f. üstüne vazife olmayan bir yerde konuşmak
turn some place inside out f. (bir şeyi ararken) bir yerin altını üstüne getirmek
talk out of turn f. yerli yersiz konuşmak
turn somebody out to grass f. birini emekli etmek
turn somebody out to grass f. birini emekliye ayırmak
turn somebody out to grass f. birini emekli olmaya zorlamak
turn somebody out to grass f. birini ıskartaya çıkarmak
turn (something) out to grass f. (hayvanı/hayvanları) çayıra salmak
turn (something) out to grass f. (hayvanı/hayvanları) otlatmak
turn (someone) out to grass f. (birini) emekli etmek
turn (someone) out to grass f. (birini) emekliye ayırmak
turn (someone) out to grass f. (birini) emekli olmaya zorlamak
turn (someone) out to grass f. (birini) ıskartaya çıkarmak
turn (something) out to grass f. (bir şeyi) ıskartaya çıkarmak
turn (something) out to grass f. (bir şeyi) yenisiyle değiştirmek
do something out of turn f. bir şeyi sırasını beklemeden yapmak
do something out of turn f. bir şeyi sırası gelmeden yapmak
do something out of turn f. yersiz bir şey yapmak
do something out of turn f. düşüncesizce bir şey yapmak
do something out of turn f. patavatsızca bir şey yapmak
do something out of turn f. uygunsuz bir şey yapmak
turn out to be (someone or something) f. (biri/bir şey) çıkmak
turn out to be (someone or something) f. (biri/bir şey) olduğu ortaya çıkmak
Speaking
i spoke out of turn expr. haddimi aştım
Trade/Economic
turn-out i. grev
Politics
these possibilities and circumstances may turn out to be extremely unfavourable expr. bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir
Technical
turn-out lane i. cep yol
Traffic
turn-out i. (yolda) cep
Railway
turn-out i. makas
Agriculture
turn-out i. mahsul